Perihan Hanife’yi Öldürdü

Geleneksel toplumlarda ünvansızların varlıkları, içinde yaşadıkları toplum tarafından üç defa anılır: doğduklarında, evlendiklerinde ve öldüklerinde. Cariye Hanife dünyaya geldikten sonra sadece bir defa anıldı ve maalesef bu evlilik haberi değildi. 

1677 yılı Mayıs ayı başında Daye Hatun Mahallesi imamı olan  Seyyid Ebu’s-Suud Efendi, Müezzin Mehmed Halife ve cemaatten Osman Çelebi, işlenen bir cinayeti haber vermek için hızla Kadı’nın yanına giderken amaçları katilin yakalanması değildi. Perihan, Hanife’yi öldürmüştü ve ceza almayacağını bildiği için kaçmak gibi bir amacı da yoktu. Mahallenin genel durumundan sorumlu ve atama ile bu göreve gelen imam ve yanındakiler, bir an önce olayın kayıt altına alınmasını sağlayıp suçlamalardan ve ceza ödemekten kurtulma niyetindeydiler. Dertlerini anlatıp görevlendirilen Naip ve kendilerine katılanlarla olayın geçtiği yere döndüler. Cinayeti işleyen Perihan oradaydı ve mahallelinin yüreğine su serpen açıklamayı yaptı: “cinayetten dolayı mahalle ahalisini suçlamayacağım”. 

Gerçeküstü bir film senaryosunun snopsisine benzeyen bu olay örgüsü, 17. Yüzyıl dünyası için gündelik hayatın bir parçasıdır. Katilin ceza almayacağını bilmesi öldürdüğü kişinin sosyal statüsünden kaynaklanır. Olayı kayda geçiren katibin baba adını yazmayı bile gerekli görmediği Hanife, mal statüsündedir ve sahibinin üzerinde sınırsız tasarruf hakkı vardır. Buna gerektiğinde canını almak da dahildir. Sahip durumundaki Perihan, malı Hanife üzerindeki haklarından birini kullanmıştır.

Meraklısına Notlar:

1- Bu olay aslında “kölelerin kokusunun neye benzediği” sorusu çerçevesinde kullanmayı düşündüğüm bir örnekti. Belki bir-iki hafta sonra yayından kaldırırım. 

2- Perihan’ın baba adının Abdullah olmasından yola çıkarak, ya eski bir cariye, ya da sonradan İslama geçen birisi olduğunu söylemek mümkün. Kocası Seyyid Ali’nin sadece adını biliyoruz. Olay anında ve sonrasında nerede olduğu belli değil. 

3- Bazı boşanma kayıtlarında rastladığım, kocalarının cariye satın almasından memnun olmayan kadınlar gerçeği, cinayetin kıskançlık sonucunda işlendiğini düşündürüyor. 

4- Mahalle imamının işlevini sadece dini konularla sınırlı düşünmeyin. Olayın geçtiği dönemde bugünkü muhtarların görevlerine ek olarak nikah memurluğu da yapıyorlardı. 

5- Kadı’nın görevlendirdiği naip eşliğinde bir tür CSI: Bursa gibi olayı inceleyip kayıt altına almalarının ardında yatan neden, hem cariye sahibinin, hem de gelirini bu tür işlerin takibinden elde eden Subaşı’nın daha sonra açması muhtemel davalardan kurtulmaktır. 

6- Perihan bu olaydan sonra ceza olarak “tekdir edilmiştir”. ‘Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir’de geçen türden bir tekdir. Yani bir tür azarlama.

7- Kaynak: B 140/355. Bu hikayeden itibaren Bursa mahkeme kayıtlarını ‘B + defter numarası’ şeklinde göstereceğim.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: